Taklitçilik Kader mi?
Piyasada bir ürün ve model tuttuğunda hemen taklitleri ortaya çıkmaktadır. Taklide yönelen firmaların bazıları, sektörlerinde büyük firmalardır.
Oysa tüketicileri cezbedecek binlerce farklı tasarım vardır. Bu nedenle taklit etmek yerine, farklı bir tasarım bulmaya çalışmak daha doğru bir yaklaşımdır.
Fikir üretmek için dahilik şart değildir! Esasen dahilik de ulaşılmaz bir zirve değildir; herkes hayatları boyu birkaç kez dahiliğe erişmiştir!
Fikir ve tasarım yapmak için öncelikle soru sormaya başlamak lazım;
Müşteri, neden bu ürüne ihtiyaç duyuyor?
Müşteri, neden bu modeli tercih ediyor?
Neden, bu ürün bu şekilde üretiliyor?
Başka şekil ve yöntemle üretilemez mi?
Sorular bir müddet sonra cevapları çağıracaktır; Cevapların yanlış, fikrinizin kötü olmasından korkmayınız çünkü en kötü fikir, hayata geçirilmeyendir!
Aklınıza bir fikir geldiğinde hemen yazıya dökün, sonra üzerinde düşünün. Düşüncenizi, hayata olumsuz bakan ve fikir kabızı insanlarla asla paylaşmayın aksi halde kendinize ve fikrinize olan güveniniz sarsılır çünkü fikirler nadirdir, alay ve hor görme karşısında yok olurlar, avucunuzun içinde olan fikirler uçup gider. Yıllar sonra bir haberde “Adamın biri, şöyle bir şey yapmış, tasarlamış, yok satıyor” diye duyduğunuzda, “o fikir yıllar önce ilk benim aklıma gelmişti…” diye hayıflanırsınız.
Taklitçilik bir kader değil, tercihtir!