Taklit Edilmesi Zor Marka Seçimi
Marka seçimi aynen çocuğunuza isim vermek gibidir; bazıları için çok kolay (babasının veya annesinin adını çocuğuna verenler), bazıları içinse zor ve sıkıntılı bir süreçtir (ismin anlamını, yaygınlığını, hangi ünlülerce kullanıldığı, numeroloji değerini aylarca araştıranlar)
Seçilen marka, kullanılacağı sektörü, ham maddeyi, coğrafi alanı çağrıştırıyorsa, tüketicilerin aklında hemen bir imaj oluşturabilir. Bu markaların, tüketicilere tanıtımı ve ulaşımı kolay olur fakat benzer markalar hatta taklit markalara karşı hukuken zayıftırlar çünkü başkaları da aynı düşünceyle marka oluşturma hakkına sahiptir.
Örneğin: İlaç markalarının büyük kısmı içeriğindeki etkin maddeye veya tedavi etmek istenen hastalığa atıf yaptıklarından çoğu zaman benzerdirler.
Seçilen marka, kullanılacak sektörü, ham maddeyi, coğrafyayı çağrıştırmıyor hatta herhangi bir anlam dahi içermiyorsa, tüketicilerin aklında hemen bir çağrışım yapması zordur. Ama benzer ve taklit markalara karşı son derece korunaklı olurlar, kelime oyunlarıyla benzerleri/taklitleri yapılsa da tüketiciler daima gerçeği bilirler.
Örneğin: Kodak, Adidas markaları anlamı olmayan, ürünle çağrışımı olmayan markalar olup ne kadar çok Adidas ve Kodak markalarına benzer taklit markalar oluşturulsa da tüketiciler bunların taklit olduğunu bilmektedir.
Taklit edilmesi zor marka oluşturmak için sektör, ham madde, coğrafya ve yaygın kullanılan kelimelerden kaçınmak gerekir.
Taklit edilmesi zor markaları hukuken korumak da nispeten daha kolaydır! Hukuken korunan marka, maddi bakımdan da daha kıymetlidir.