Marka Tescil Kriterleri Ne Kadar Güvenilir?
Tescil kurumu, ulusal ve uluslararası mevzuat ve uygulamaları dikkate alarak marka tescil kriterlerini belirler. Belirlenen kriterleri uygulamak için kurum memurları devamlı bir eğitime tabi tutulurlar, ayrıca tescil kriterleri ilan edilerek marka vekillerinin bilgisine sunulur.
Geçmişten günümüze yayınlanan marka tescil kriterleri incelendiğinde; zamanla çok ciddi değişiklikler geçirdiği hatta birbiriyle taban tabana farklılık arz etiği görülecektir.
2019 yılında yayınlanan Marka İnceleme Kılavuzu incelendiğinde de marka tescili ve marka hukuku bakımından kabulü çok zor kriterlerin yer aldığı görülecektir.
Bu kriterlerden bazıları “Marka tescilinin hiç anlamı yok!” dedirtecek niteliktedir örneğin; EDA ile EDDA, TURAN ile TURRAN, ARON ile AARON markalarının benzer olmadıklarını belirtmektedir (Sayfa 228). ÖZTÜRK ile ÖZTÜRKOĞLU, GÜNEYOĞLU ile GÜNEYOĞULLARI, KARAHİSARLI ile KARAHİSARLILAR markalarının da benzer olmadıklarını belirtmektedir (Sayfa 231). YAĞMUR ile YAĞMURS, DESTAN ile DESTANS markalarının da benzer olmadıkları belirtilmektedir (Sayfa 236).
Tescil kriterleri incelendiğinde, bazı markalarda logo değişikliğinin dahi farklılık yarattığı ve tescil için yeterli olduğu ifade edilmektedir.
Mantık ve hukuk bakımından kabulü zor olan bu kriterlerin çoğunun dayanağının verilen mahkeme kararları ve özellikle Yargıtay Kararları olduğu görülmektedir, fakat Yargıtay’ın çoğu kararı kendi içinde çelişkilidir.
Esasen yargı kararlarının da fabrikasyon ve standart dahilinde olması da beklenemez zira kararları etkileyen birçok değişken faktör vardır. Örneğin: Davanın taraflarından birisi iddiasını çok sağlam açıklamış ve özel bilirkişi raporlarıyla desteklemişse normal şartlarda aleyhine olacak bir kararı lehine döndürmüş olabilir fakat bu tür kararlar istisnadır. İstisna niteliğinde olan bir kararı alıp “Logo değişikliği markaları farklılaştırır” şeklinde maka tescil kriteri oluşturmak doğru değildir.
Marka tescil kriterlerinin bazıları ciddi derecede sorunludur, ayrıca memur uygulamalarında da yorum farklılıkları yaşanmaktadır. Aynı marka için yapılan başvurularda çok farklı kararlar verildiğine sıklıkla rastlanılmaktadır. Örneğin: 2019 yılında X markası 35. Sınıfta genel kavram olması nedeniyle reddedilirken, aynı X markası için 2020 yılında yapılan başvuru 35. Sınıfta tescil edilebilmektedir. Çünkü başvuru dosyalarını inceleyen marka uzmanları kriterleri farklı yorumlamışlardır.
Bu nedenledir ki ilk tescil başvurusu reddedilen fakat fiilen kullanılan ve değiştirilmesi de mümkün olmayan markalar için belli aralıklarla tekrar marka başvurusunda bulunmak tescil olasılığını arttırır.