İHTİSAS ŞART!
Marka, patent hukuku ve tescili uzmanlık gerektirir önce bunun kabulü gerekir!
Marka, patent hukuku ve tesciline genel bilgilerle yaklaşamayız teorik ve pratik özel bilgiler gerekir.
Karar merciinde olan TÜRKPATENT uzmanları, ihtisas mahkemesi hakimleri alanlarında yetişmiş olup görev süreleri boyunca da devamlı suretle seminer, eğitim, konferanslarla meslek içi eğitim almaktadırlar.
Özellikle ihtisas mahkemesi hakimlerinin önemli bir kısmının, marka, patent hukuku alanında doktora tezleri ve kitapları bulunmaktadır.
Karar merciinde olanların alanlarında uzman olduğu bir ortamda tescil ve hukuk sürecini yürütecek olanların da en az onlar kadar bilgili ve tecrübeli olması şarttır!
Netice itibariyle mahkemeler, iddia, savunma ve taleple bağlıdırlar! Davanızda, talep ve savunmada yapılacak bir eksiklik ve hatayı Hakim resen tamamlayamaz.
Firmalar, tescil ve hukuk süreçlerini çoğu zaman bünyelerinde çalışan mühendis ve hukukçularla yürütmekte, uzmanlardan destek almamaktadırlar. Bu nedenle uğranılan hak kayıpları, eksiklikler maalesef çoğu zaman fark edilmemektedir.
Kendisine görev verilen mühendis, internet sitelerindeki paylaşımlarını okuyarak, başvuru dosyasını hazırlayıp tescil müracaatı yapmaktadır.
Benzer şekilde de hukuk müşaviri de ilgili konu hakkında kitap alıp okuyarak, dava dilekçesini hazırlayıp mahkeme sürecine girmektedir.
Oysa bir şeyi daha önce duymuş ve okumuş olmak, onu bilmek değildir. Bilmek, uygulamaktır, tecrübedir!
İşin temeli baştan atılır. Temelin hatalı ve eksik atılması, tüm sürecin hatalı olmasına sebebiyet verir ve belli bir aşamadan sonra hatanın düzeltilmesi mümkün olmaz. Bu nedenledir ki tescil ve hukuk sürecinin en başından itibaren alanında uzman olanlarca yürütülmesi şarttır. Tescil aşamasında yapılacak en ufak bir hata veya ihmal, hukuk sürecin kaybına sebebiyet verebilir.
Bu duruma yaşadığım bir örnek vereyim: Müvekkilim adına yaptığım bir marka başvurusuna, yayın aşamasında itiraz yapıldı. Yapılan itiraz dilekçesinde “Gerçek hak sahibi olarak, karşı tarafın uzun süre kullanımına ses çıkarmayarak, dava açmayarak, sessiz kalarak, ihmalde bulunduk, hak kaybına uğradık, bunun neticesinde mağdur olduk…” mealinden bir beyan geçiyordu. Çok açıktır ki bu beyan marka hukuku tecrübesi olmayan birisi tarafından yazılmıştı. Marka tescilimiz akabinde müvekkil aleyhine açılan marka hükümsüzlük davasında, savunma olarak bu beyanı delil olarak sunduk ve davayı kazandık, çünkü tescil aşamasında karşı taraf verdiği itiraz dilekçesinde; müvekkilin marka kullanımından haberdar olduğunu, buna karşı uzun süre sessiz kaldıklarını dolayısıyla zımnen kabullendiklerini ve haklarını tükettiklerini açıkça kabul etmişlerdi.
Marka ve patent hukukuna genel bilgilerle yaklaşamayız, özel bilgiler gerekmektedir. Ayrıca tescil sürecinin de bilinmesi şarttır!
İnsan her işe birden vakıf olamaz! Kendini her işin çözümüymüş gibi sunan kişi hiçbir alanda ustalaşmamıştır.
Özel Bilirkişi Raporu Nedir? okuyunuz